İŞİD GERÇEĞİ
بسم الله الرحمن الرحيم ---- السلام عليكم ورحمة الله وبركاته
Muhterem kardeşlerim ! İnsan’ın işleyebileceği en büyük suç ve günah;elbette haksız yere bir insan’ı öldürmektir.
Bu suç, bütün dinler’de ve hukuk sistemler’inde en büyük suç olarak belirlenmiştir.
Bunun neticesi olarak da en ağır ceza bu suça verilmektedir.
Ancak birçok meselede olduğu gibi bu meselede de insan aklı ve vicdanı, öldürülen insan’ın hakkını korumaya yetmemiştir.
Ziira dünya’da şu anda katil için uygulanan ve genel kabul gören kanunlar; müebbet yada uzun süre hapis cezalarıdır.
Bu cezalar, öldürülen insan’ın hakkını almaktan çok uzaktır.
Bunun için İslam, her kim haksız yere bir adam’ı öldürürse onun da aynı şekilde öldürülmesini emrederek, terazinin iki kefesine aynı cinsten ağırlık koymuş ve demiştir ki:eğer sen birisini haksız yere öldürürsen sende ölürsün.
Yani insan birini öldürürse, kendisinin de kesinlikle ölüm cezasına çarptırılacağını bilirse, o adamı öldürmekten vazgeçecektir.
Bu mesele kuran’da şöyle izah edilmektedir: Kim bir mümin’i kasıtlı olarak (taammüden) öldürürse cezası, içinde ebedi kalmak üzere cehennemdir.
Allah ona gazaplanmış, onu lanetlemiş ve ona büyük bir azab hazırlamıştır. (4/93)
Bu nedenle İsrailoğullarına şunu yazdık: Kim bir nefsi, bir başka nefse ya da yeryüzündeki bir fesada karşılık olmaksızın (haksız yere) öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur.
Kim de onu (öldürülmesine engel olarak) diriltirse, bütün insanları diriltmiş gibi olur. (5/ 32)
Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre hür, köleye köle, kadına kadın (öldürülür). Bakara 178)
İşte gerçek adalet ve caydırıcı ceza budur.
Allah elbette yarattığı insan’ın iç dünyasını ve ne düşündüğünü bizlerden daha iyi bilir.
Ve hangi cezanın insanlar’ın faydasına olacağını da O bilir.
Bu açıklamalardan sonra İŞİD örgütünün yaptığı infazların temel dağanağı kısasa kısas-şeriat mı yoksa intikam ateşi ile yanan insanların intikam almak için sığındıkları bahane mi?
Esas bilinmesi gereken şey; yıllardır süren şii zulmüdür.
Zira Maliki hükümeti irakta binlerce sünni Müslüman'ı ya öldürdü ya hepislerde çürüttü yada onların karılarına kızlarına cariye gözü ile bakarak onlara tecavüz etti.
Bunlardan kurtulan sünni ıraklılarda İŞİDe sığındılar.
Esas sayısı 700 kişi olan İŞİD, Şii ZULMÜNDEN KAÇANLARIN LİMANI OLMUŞ ve bu beraberliğe Nakşilerin ve Saddamın eski askerlerininde desdek vermesiyle İŞİD vakıası hayat bulmuştur.
Yani rüzgar eken Şiiler fırtına biçmiştir.
Bu savaş bir din savaşı değil Sünnilerin Şii'lerden intikam alma savaşıdır.
Bu olmsuz havayı Müslumanları birbirine kırdırmak için fırsat bilen Cıa-Mossad gibi istikbarat örgütleride İŞİDe yön vermeye çalaışmaktadırlar. Sonuç olarak diyebiliriz ki: Allah, insan’ı her yönüyle kuşatmıştır,
her kim haksız yere bir adam öldürürse;onun dünyadaki cezası aynı şekilde öldürülmek ve ahiret’te de ebedi cehennem olarak belirlenmiştir.
Böylece insan, eğer haksız yere birisini öldürürse hem canından olacak hem de cehennem’de ebedi kalacaktır.
Ve o kimseyi hiç kimse Allah’ın gazabından kurtaramıyacaktır.
Tarih : 21 Ağustos 2014 Perşembe
Hit : 1475
|